Sayfalar

ADI AYLİN - YORUM


Tanıtım

Aylin Radomisli Cates, 19 Ocak 1995 Perşembe günü, evinin bahçesinde, o sabah evini temizlemeye gelen hizmetçisi tarafından, kendi arabasının altında ölü bulundu. Üstünde ve etrafta nasıl öldüğüne dair hiçbir iz yoktu. Bir hırsızın saldırısına uğramış değildi. Bir katille boğuşmamıştı. Elbisesi yırtılmamış, tırnakları kırılmamıştı. Çorapları bile kaçmamıştı. Kaptıkaçtı tipi arabası, parke taşı döşeli dümdüz avluda, aklın alamayacağı bir nedenle kayarak, dört parmak yüksekliğindeki seti atlamış, meyil aşağı inmiş, ön tekerlekleri yolda, arka tekerlekleri duvara takılı durmuştu. Aylin, arabanın altına çaprazlamasına girmiş, sırtüstü yatıyordu. Üstünde abiye bir gri döpiyes, yakasında yarım ay biçiminde bir elmas broş, parmağında tek taş yüzük vardı. Otopsi raporuna göre, iki gün önce, Salı gecesi ölmüştü. Türkiye'nin tartışmasız en ünlü kitaplarından biri Adı: Aylin, prenseslikten Amerikan ordusuna uzanan baş döndürücü bir hayatın romanı...

Yazarı: Ayşe Kulin
Yayınevi: Everest
Goodreads Puanı:3.75
Sayfa Sayısı: 396









Kitabın ilk çeyreğindeki karakter yoğunluğundan başım döndü, çok fazla insan kalabalığı vardı bana göre, zaten bir süre sonra kim kimin nesiydi hatırlamadım bile :)

Aylin Radomisli Cates'in hayatında başarılı olduğu tek şey mesleği, onun dışında neye dokunsa küle çevirmiş maalesef : (

Yakınlarından ve arkadaşlarından özür dilerim ama bence Aylin, hayatı boyunca ne istediğini bilmeyen, şımarık, aykırı olacağım diye hata üstüne hata yapan ve battıkça batan bir kadın, kendisi oldukça iyi bir psikiyatr ama en çok kendisinin bir doktora ihtiyacı varmış, keşke tedavi görseydi...

Kitabın ilk kısımlarında Osmanlı' zamanından yani büyük babalarından başlayarak soy ağacı hakkında bilgilendiriliyoruz, sonra ailesi, çocukluğu, gençliği, okul yılları, arkadaşları, zenginliği, şaşalı hayatı derken, yetişkin Aylin'le tanışıyoruz, sonrasında ise bolca, Aylin'in, aldattığı kocalarını , genç ve yaşlı sevgililerini okuyoruz, bu yaşlı sevgililerin bazılarının sadece flört olduğu söyleniyor ama bu da durumu kurtaramıyor maalesef, kitapta benim en sinir olduğum olaylardan biri üçüncü kocası Mişel' le olan evliliklerinde yaptığı hareket, evliliklerinden bunaldığını söyleyip, adam kendisinden biraz uzak dursun diye, kocasına bir sevgili arayışına çıkıyor, arkadaşlarına, kocama birini ayarlayın da beni az rahat bıraksın diyor, bu nasıl bir fantezidir anlamadım..

Aylin'in ölüm anı hakkında akıllarda soru işareti hala devam ediyor, nasıl çözülemedi bilmiyorum, nette biraz araştırınca Aylin ve yakınlarının, Fethullah Gülen'le olan dostluklarından, Beyaz Saray tanışıklıklarına kadar kafa karıştıran bazı durumlar var..

Bu arada Ömer Koç'u Papaz kıyafeti içinde düşündüm de, yok yok düşünemedim :))

Olayların kaleme alınışı fena değil, ama okumasanız da bir şey kaybetmezsiniz bana göre : )







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder