Tanıtım Bülteni
Geçirdiği hastalığının yanı sıra terk edilmenin üzüntüsünü İstanbul'da bırakarak, hayalini kurduğu pastaneyi açmak için Urla'ya gelen Berna'yı, sevdiği ve başarılı olduğu mimarlık mesleğini bırakmayı göze alan kardeşi Nil yalnız bırakmamıştı. Nil'in aşkı bulduğu bu şirin belde, Berna'ya da cömert davranıp geçmişin izlerini silecek miydi? Rürgar çanının sakin ve huzur veren sesiyle birlikte pastaneye girdiği gibi, Berna'nın kalbine de yerleşen Demir, genç kızı 'Her işte bir hayır vardır. Sakın isyan etme. Her kapanan kapı, yeni bir ışığa yol almak üzere tekrar açılır,' sözüne inandırabilecek miydi? İki gencin yoğun duygularla yaşadığı aşk günden güne alevlenirken, Berna'nın içini kemiren, sevdiği erkeğe açıklayamadığı sırrı neydi? Peki, genç kız sevdiği erkeğin geçmişi hakkında ne biliyordu?
Bu kitap geçmişte yaşadıkları acıları unutmak isteyen iki gencin yaşadığı tutkulu aşkın yanı sıra, size umudu ve hayalleri tüketmeden yaşama dört elle sarılmanın ne kadar önemli olduğunu ve hayatın umutsuzluklarla, pişmanlıklarla harcanamayacak kadar kısa olduğunu anlatmaktadır. "Hayat başlar ve biter. Önemli olan ne kadar yaşadığınız değildir. Başlama ve bitiş tarihi arasındaki o kısa çizgide neler yaşadığınız önemlidir." Unutmayın! Her yeni gün yeni umutları da beraberinde getirir. Hem de hiç beklemediğiniz bir anda…
Yazarı: Aynil Beylik Değişmez
Çevirmeni : -
Orjinal Adı: -
Yayınevi : Postiga Yayınları
Goodreads Puanı: -
Seri Sıralaması: -
Safa Sayısı: 360
Hikayemiz İzmir / Urla'da geçiyor , Berna hayatının en güzel zamanlarının bir kısmını hastane koridorlarında geçirmiş,ona destek olması gereken kişi tarafından terk edilmiş, daha sonra hastalığı yenmiş yenmesine ama bunun birde bedeli olmuş, geleceğini etkileyebilecek kadar önemli bir bedel, Kardeşi gibi gördüğü Nil ile birlikte tası tarağı toplayıp İstanbul'u terk etmişler tebdil i mekanda ferahlık var demişler sanırım, bence iyi de yapmışlar İzmir her derdin devası gibi geliyor bana da her zaman :)
Hikayenin diğer kadın kahramanı Nil , ben hikayede en çok onu sevdim, akıllı, güzel, düşünceli ve korumacı,aslında Nil öz kardeşi değil Berna'nın ama ailesi onu yanlarına alınca kardeşten de fazla olmuşlar birbirleri için, Berna'nın zor zamanlarında en büyük destekçisi olmuş, bir nevi panzehir de diyebiliriz kendisi için , Nil'in Urla'da tanıştığı ve evlendiği Avukat eşi Toprak, bence tam Nil için yaratılmış biri, çok yakıştırdım onları,yakışıklı akıllı ve karısına tapıyor,
Demir, hikayenin karizmatik yakışıklısı,geçmişi sırlarla dolu, kıskanç, öfkeli, aşırı sahiplenici, bakışlarıyla bile adamı öldürebilir o derece yani, bu kadar sert karakterinin nedenini ilerleyen sayfalarda öğreniyoruz ki buda duruma açıklık getiriyor. Berna ile birbirlerine ilk görüşte aşık oluyorlar, bir kız kardeşi ve küçük bir yeğeni var, onlara fazla yer verilmemiş ama varlar yani :) zaten Demir'in ailesi hakkında detaylı bilgiler yok daha çok Berna ve ailesi etrafında gelişiyor olaylar..
Aslında olayların çok hızlı yaşandığını düşündüm ilk başlarda, yani ilk görüşte aşk,çok kısa bir süre sonra yaşanan birliktelik, ama ikisininde geçmişte yaşadıklarını öğrenince bu hızlarına hakta vermedim değil :)
Berna'nın yaşadıkları hiç kolay değil ama bende kitap boyunca biraz ezik bir karakter izlenimi bıraktı, yani sürekli Nil e muhtaç, Nil dadısı gibi neredeyse, hele son 30 sayfada beni delirtmeyi başardı Berna'cık, asıl olayların patlak verdiği sahnelerde ki tepkileri tam bir yargısız infazdı..
ikisininde birbirinden sakladığı çok önemli sırlar var ama bunların son 30 sayfaya sıkıştırılmasını sevmedim, gerçekten ilişkilerinin seyrini değiştirecek olaylardı bunlar ve ben bunu daha uzun okumak isterdim, yüz yüze geldiklerinde o diyalogları duymak isterdim, öfkelerini, kavgalarını, suçlamalarını ,ve birbirlerini affedip yeniden bir araya geldiklerinde ki o satırlara daha bir yakından tanık olmak isterdim, ama olmadı ne yapalım kısmet değilmiş :))
O son sayfa neydi öyle,bu konuda yazarlarımızın biraz daha yaratıcı olmaları gerektiğini düşünüyorum :)
Kitapta sürekli dinlenilen 80-90'ların şarkıları ve şarkıcı isimleri biraz fazla geldi, saymadık isim çalmadık parça kalmadı, kızlar o yıllara hayran da abartılı bir şekilde :) bu arada klip kelimesine de takmış durumdayım buradan duyurulur :)
Ayrıca Toprak ve Nil in hikayelerini de okumak isterdim güzel olurdu :)
PUANLAMA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder