Tanıtım Bülteninden
Sadece üç harfli bir kelime, aşk… Tüm duyguları barındıramaz ki içinde! Hiç ummadıkları anda aşkla çarpılan Selma ve Selim birbirlerine ait olmadıkları halde sevebilirler mi aşkla? Bazen aşka direnmek yersizdir. İnkâr ettiğimiz ne varsa imkânsızlıktan çıkar, korkularımıza, çaresizliklerimize rağmen sarılır bize aşk diye.
Selim de Selma'yı da böyle buldu aşk… Kimsesizliklerinin, korkularının arasında. Birbirleriyle sınanıp, akıllarıyla savaştılar; her mağlup çıkışlarında araflarından birbirlerine bir adım daha yaklaştılar. Aşk günahlarınla sınanmaktı belki de, masumiyetini yaktıkça aklanmaktı. Bedel ödedikçe daha çok yanmaktı. Yandıkça pervane misali ateşe çekilmekti. Aşk, cennetten vazgeçip bir ömrü araflara sürgün etmekti onlar için; araflarını cennete çevirmekti.
Yazarı: Burçin Çelik
Çevirmeni : -
Orjinal Adı: -
Yayınevi : Postiga Yayınları
Goodreads Puanı: 4.18
Seri Sıralaması: -
Safa Sayısı: 520
"Gözlerimizin kesiştiği her an içime kazıyorum o bakışı…Gitmem gerektiğini bildiğim halde gidemiyorum…Benim olamayacağını bildiğim halde onu istiyorum"…
"Mantığımla verdiğim tüm o kararlar beni mutlu etmemişti…Kalbimi
dinleyerek verdiğim kararsa seni mutlu etmeye yetmedi… Ama inan bu kadar da
yaralamak istemedim seni, Ben senin içinin acısı olmayı hiç istemedim"…
Gerek
filmlerde, gerekse gerçek hayatta karşımıza çıkan ikinci kadın imajından hiç kimse
hoşlanmaz, hatta “yuva yıkıcı, etiketi
her daim yapıştırılmak için orada hazır beklemektedir..
Ama bu
muhteşem kitap tüm önyargılarınızı yıkmaya geliyor, bence bu hikayede ikinci
bir kadın yok , tek bir kadın var ve adı Selma...
Selma’ya
karşı hissettiği bu tutkulu aşk, Selim’in hayatında bir çok ilke neden oldu, zaten aşk başlı başına bir ilkti Selim için, peşinden gelenlerse ,
arzu, tutku, kıskançlık,çaresizlik, pişmanlık ve öfke….
Selma,
genç adamın kendisini hapsettiği bir cehennemin kapılarını araladı masum aşkıyla,
bu duygularıyla o kadar bocaladı, ne yapacağını, nereye koyacağını o kadar
bilemedi ki, onun çaresizliğini en derinden hissettim, ne kadar inkar
ederse etsin, ne kadar kaçarsa kaçsın, yolu hep tek bir kişiye çıktı Selim’e ..
Yazar o
kadar güzel yazmış o kadar güzel ifade etmiş ki , her satırına vuruldum, aşktan kaçmak için saklandıkları kuytularda, onlarla birlikte saklandım,
kavgalarında kaşlarımı çattım, acılarını en derinde hissettim, mutluluklarına
ortak oldum....
Birbirlerine karşı hissettikleri yoğun duygular, her satırda içinize işliyor, aşkları o kadar derin o kadar içten ve çoğu zaman vahşi bir hal alıyor ki böyle zamanlarda ne ihanet nede aldatma kelimeleri aklınıza bile gelmiyor, çünkü yaşanan her şey o kadar gerçek ki, kimsenin bu aşk karşısında söyleyecek sözü olacağını sanmıyorum …
Selim karakterine bayıldım,duygularını ifade etmesine, asla pes etmeyişine, aşkına, tutkusuna, öfkesine, her şeyine bayıldım..
Birbirlerine karşı hissettikleri yoğun duygular, her satırda içinize işliyor, aşkları o kadar derin o kadar içten ve çoğu zaman vahşi bir hal alıyor ki böyle zamanlarda ne ihanet nede aldatma kelimeleri aklınıza bile gelmiyor, çünkü yaşanan her şey o kadar gerçek ki, kimsenin bu aşk karşısında söyleyecek sözü olacağını sanmıyorum …
Selim karakterine bayıldım,duygularını ifade etmesine, asla pes etmeyişine, aşkına, tutkusuna, öfkesine, her şeyine bayıldım..
Kitapta
hem geçmiş zaman hem şimdi ki zaman birlikte anlatılıyor, girişte şimdiyi
okurken kitap boyunca iki zaman dilimi arasında gidip geliyoruz,ilk
tanıştıkları andan bu ana kadar olan bağlantılar o kadar güzel aktarılmış ki, iki
zaman dilimini de okumaya doyamıyor insan. Her iki karakterin duygularını kendi
ağzından dinlemek, hissettiklerine ortak olmak ayrı bir zevkti..
Bu arada
şu ihanet olayına bir çift laf etmek gerekirse, Selim’in Ayten ile olan evliliğine
evlilik demek bu kurumuna hakaret olurdu, bence en başından hataydı, zaten
nedenini de zamanla öğreniyoruz
Kitaptaki yan karakterleri de sevdim, hem sevimli hem de
her durumda atar yapmaya hazır olan bir Aylin’imiz vardı,ilk başlarda bu
ilişkiye karşı çıksa da zamanla onların
yaşadıklarını gördükçe,çoğu zaman can simidi oldu Selma için, zaten kardeş
gibiydiler, ve gerçek anlamda tek
ailesiydi diyebiliriz Selma’nın…
Selim’in
en yakın arkadaşı Metin , onun da harika bir ailesi var eşine ve çocuklarına
tapıyor, onun içinde, Selim’in hayatındaki tek gerçek arkadaş desek çokta
yanlış olmaz..
Selma’nın
Fransa’da yaşayan tatlı Perihan halası, ve yıllar sonra ortaya çıkan, genç kızın , çocukluğunun en acılı kısımlarında hatırası
olan Aziz bey…
Sevmediğim
karakterler de vardı tabi Selma’nın annesi Zehra hanım ve tanışma şerefine
erişemediğim büyükannesi,gerçi hiçte şikayetçi değilim,keşke annesiyle de
tanışmamış olsaydım : )
Ve Selim’in
annesi Lamia hanım, hanım demem kibarlıktan o cadıya başka sıfatlar çok daha
yakışır : )
Selim’i
gerçekten çok sevdim, ama bu kadar çok sevdiğim adam için bir soruluk sitem etmeden duramayacağım;
“ Neden O Kadar Bekledin ? ”
PUANIM
Yeni blog açmışsın hemde bana hiç haber vermiyorsun. Yoksa planın gizlemek miydi? Yakaladım :D
YanıtlaSilSen selime bayılmışsın ama ben çok sinirlenmiştim. Başta yapması gerekeni en sonda yaptı.
Canım benim olur mu öyle şey, yeniyim henüz acemiliğime ver :)
YanıtlaSilEvet Selim'e bayıldım :)
Sana katılıyorum bu kararı en başta vermesi gerekiyordu, özellikle Ayten'i tanıdıktan sonra daha çok şaşırdım, ama yinede çok kızamadım , kızmayı beceremedim sanırım :)
Fakat yinede yorum sonunda sitem etmeden de duramadım :))