Sayfalar

TERSYÜZ - YORUM




Tanıtım Bülteni

Ambrose Young okulun en çekici çocuğu ve kasabanın yıldız güreşçisiydi. Uzun boylu ve yapılı bir vücudu, omuzlarına değen saçları ve yakıcı gözleriyle aşk romanlarının kapaklarını süsleyebilecek kadar yakışıklıydı. Fern Taylor bunun farkındaydı ve Ambrose Young'a âşıktı. Belki de bu kadar yakışıklı olduğu için Fern asla onunla birlikte olabileceğini düşünmemişti. Ta ki her şey tersyüz olana ve Ambrose'un eski yakışıklılığından eser kalmayana kadar… Tersyüz, beş genç adamın küçük bir kasabadan kalkıp savaşa gidişinin ve içlerinden sadece birinin geri dönüşünün hikâyesi... Hayatı, benliği, güzelliği kaybetmenin hikayesi... 

Bir kızın, yıkılmış bir çocuğa ve yaralı bir savaşçının, sıradan bir kıza olan aşkının hikâyesi...Kalp kırıklığının üstesinden gelen bir arkadaşlığın ve bilinen kalıpların dışına çıkan bir kahramanın hikayesi... Tersyüz, hepimizin içinde biraz iyiliğin biraz da kötülüğün olduğunu keşfettiğimiz modern çağın Güzel ve Çirkin'i...

Yazarı: Amy Harmon
Çevirmeni : Arzu Altınanıt
Orjinal Adı: Making Faces

Yayınevi : Yabancı Yayınları
Goodreads Puanı: 4.44

Seri Sıralaması: -
Safa Sayısı: 373





Kitap, Klasik Güzel ve Çirkin hikayesinden farklıydı bence, bu kitapta savaşın çirkin yüzü var, genç insanların,anlamsız ve asla kazananı olmayan bir Savaş karşısında yitip gittiklerini görüyoruz,kaybolan ruhların, yok olan yaşamların ardından,geride kalanların kıymetinin ve değerinin, bilincine varılmasını,okuyoruz, artık hiç bir şeye eski gözle bakamıyorsunuz herkesin ve her şeyin anlamı daha bir farklı oluyor..

Hikayemizin yakışıklısı ve nam-ı diyar yaralı yüzü Ambrose Young, kendisi lise son sınıf öğrencisi,okulun güreş takımında,oldukça başarılı ve bu başarısı kasaba dışına kadar ulaşmış, kendisi 1.92 boyunda 97 kilo ağırlığında,inanılmaz güzel bir vücuda ve tanrıları kıskandıracak bir yüze sahip, Bailey'in ona taktığı isimle tam bir Herkül :) Annesi tarafından, terk edilmiş üvey babası Elliott Young tarafından büyütülen ve çok sevilen genç bir adam,


Hikayemizin tatlı kız Fern, Ambrose ile aynı lisede okuyor, çocukluklarından beri aynı kasabada yaşıyorlar,kendisi, güzel, akıllı, Bailey'in kuzeni, geleceğin yazar adayı ve çocukluğundan beri Ambrose aşık, ondan başkasını gözü görmeyen,kalbi de aşkı da güzel bir kız, gerçi lise zamanlarında çokta dillere destan bir güzelliğe sahip değil,kendisi de bunun farkında ve bu yüzden asla Ambrose'a sahip olamayacağını düşünüyor, ama işler zamanla tersine dönüyor...




Belkide hikayede en çok sevilenlerden biri Bailey, Fern'in kuzeni, kendisi Duchenne kas distrofisi hastası,on yaşında bu hastalığa yakalanmış, bu tarz hastalar genellikle  yirmili yaşlar kadar yaşayabiliyorlar,birilerinin yardımı olmadan parmağını bile kıpırdatamıyor, Bailey bu gerçeği biliyor ve zamanla kabullenmiş, Fern, kuzeninin eli ayağı olmuş durumda,yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor, doğduklarından beri birlikteler, kuzenden öte kardeş gibiler, birbirlerinin tüm sırlarını bilir, hayatlarına dair her şeyi paylaşırlar..

Bailey hikayenin en mantıklı karakterlerinden,herkesin ne düşündüğünü ne hissettiğini bilir, hayatlarına direk müdahale etmeden neler yapabileceklerini zeki ve sivri diliyle söyler,doğru yola getirmeye çalışır,çocukluğundan beri aşık olduğu , evlenmeyi düşündüğü birisi var, Fern'in okul arkadaşı ve okulun en güzel kızlarından biri  Rita ..




Hikaye 11 eylül saldırılarından sonra, Ambrose'un kendini ve geleceğini sorgulamasıyla başlıyor, bir anda orduya katılmaya karar vermesi ve yanında arkadaşları Connor, Paul, Grant, ve Jesse' yi de sürüklemesi, hayatının dönüm noktasını oluşturuyor,  çünkü geriye , yaşadıkları kasabaya,sadece içlerinden birisi geri dönebiliyor,eski halinden eser kalmayarak,geride, gençliğini,dostlarını,yakışıklı yüzünü,ve ruhunu bırakarak, Ambrose için asıl savaş bundan sonra başlıyor..



PUANIM








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder